17 Mart 2017 Cuma

Eratosthenes

Eratosthenes, geography (Türkçeye Arapça üzerinden Yunancadan geçen coğrafya) kelimesini kullanan ilk kişidir ve coğrafya biliminin temellerini atmıştır.. Ayrıca enlem ve boylam sistemini icat etmiştir. Dünyanın çevresini hesapladığı bilinen ilk insandır. Dünyanın çevresini stadyum uzunluk birimine göre dikkate değer bir doğruluk ile hesaplamıştır. Bunun yanında eksen eğikliğini hesaplayan da ilk kişidir(yine dikkate değer bir doğrulukla), Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığını tam olarak hesaplamış ve 29 Şubatı kullanarak takvimde ortaya çıkan senkronizasyon problemini ortadan kaldırmıştır. Coğrafi ve kartografik bilgilerini kullanarak paralel ve meridyenlerle yapılmış ilk Dünya haritasını çizmiştir. Ayrıca Eratosthenes bilimsel kronolojinin kurucusudur ve Truva'nın fethinden Büyük İskender'e kadar yaşanan edebi ve politik olayları saptamak için çalışmalar yapmıştır.Suda tarihi ansiklopedisine göre dünya ikincisi olduğuna inandığı için Eratosthenes'e aynı dönemde yaşayan insanlar Yunancanın 2. harfi olan Beta lakabını takmışlardır.

Dünyanın Çevresini Ölçmesi


Eratosthenes Mısır'da yaptığı bir deneyle Dünyanın çevresini ölçmüştür. Antik Mısır'da Asvan (Grekçe ismi Syene, Antik Mısırda Swenet olarak adlandırılmıştır.) şehri Yengeç Dönencesi'nde olduğu için yaz gündönümünde Güneş tam tepedeydi yani gölge boyu sıfır olur. Eratosthenes bunu biliyordu. Gnomonu kullanarak öğle vaktinde İskenderiye'deki gölge açısını ölçtü ve güneye doğru 7°12' olarak buldu ve pusula yardımı ile gölge açısını buldu. Dünya'nın tam küre olduğunu varsaymıştır, bu varsayımla İskenderiyeAsvan'nın kuzeyinde olduğundan aradaki yay farkı oranı 1/50=7°12'/360°dir. Yani bu iki şehir arasındaki mesafe Dünyanın çevresinin 50'de 1'idir. Firavunun defterdarları tarafından yapılmış ölçülere göre iki şehir arası mesafe 5.000 stadyumdur (927.7 km ya da 500 mil). Eratosthenes yaptığı geometrik hesaplama sonucunda 1 dereceye 700 stadyum düştüğünü buldu. Bu durumda Dünya'nın çevresi 252.000 stadyumdur. 1 stadyum 185 metreye tekabül eder diye kabul edilirse , çevre 46.620 km olarak bulunur ve %16.3 hata payı ile gerçek değere yaklaşılır ancak Antik Mısır'da 1 stadyum 157.5 metredir, bu durumda ölçüm 39,690 km olur, yani hata payı %1.6 ile gerçek değere yaklaşılır.

Asal Sayılar


Eratosthenes asal sayıları bulmak için basit bir algoritma geliştirmiştir. Bu algoritma Eratosten kalburu(İngilizce:Sieve of Eratosthenes) olarak bilinir. Matematikte Eratosthenes kalburu (Grekçe: κόσκινον Ἐρατοσθένους) asal sayıların seçilmesinde temel algoritmadır. Algoritma asal sayıları bir sınır olmadan bulabilmeyi sağlar. Algoritma kısaca şöyledir: 1,2,3... dizisi yazılıp 2'den başlayarak her sayı için sırası ile katları silinir, silinmeden kalanlar(herhangi bir doğal sayının tam katı olmayanlar) kalır ve bunlar asal sayı olarak adlandırılır.
Hipokrat  tıbbın babası olarak anılan İyonhekim. Hekim olan babası tarafından yetiştirilip birçok yerde hekimlik yapmıştır.
Anadolu’nun kuzey illerini gezdikten sonra İstanköy adasına dönerek hekimliğini sürdürdü. Antik İyonya’da bilimsel gelişme ve felsefe ile sımsıkı bağı olan hekimlik gözdeydi. Bu gelişme Hippokrates ile doruğa ulaştı. Kendisine göre tıbbın ilk kuralı “Primum non nocere” (Önce zarar verme!) ilkesidir.
Çağdaşı Eflatun Protagoras adlı yapıtında Hipokrat’tan “Koslu Asklepiades” olarak bahseder. Hipokrat'ın öğrencilerini para karşılığında eğittiğini ve hekimlik alanında Polykleitos ile Phidias'ın heykelcilikte kazandığı üne yakın bir ün kazandığından bahseder. Eflatun, “Phaidros” adlı yapıtında ise Hipokrat'a değinerek onun tıbba felsefi bir yaklaşım getirmiş ünlü bir Asklepiades olduğunu ve insan vücudunu bir bütün olarak ele aldığını anlatır.
Aristoteles'in öğrencilerinden Menon ise yazdığı tıp tarihinde Hipokrat'ın hastalıkların nedeni konusundaki görüşlerine özel bir yer verir. Menon’un aktardığına göre, Hipokrat'ın temel hastalık kuramı; yanlış beslenme sonucunda sindirilemeyen bazı artıkların buhar çıkardığı, bu buharların vücuttan atılamayarak hastalıklara yol açtığı şeklindedir. Hippokrates tarafından yazıldığı kabul edilen “Corpus Hippocraticum” (Hipokrat’ın Toplu Yapıtları) adlı yapıtı milattan sonra onuncu yüzyıldan kalmadır. Arap ve Avrupa tıbbına katkısı büyüktür. Bu yapıtta; batıl inançlarbüyülü şifa yöntemleri reddedilerek bir bilim dalı olan tıbbın temel ilkeleri öğretilmiştir. Hipokrat'ın çağında hekimler “Asklepiadlar” denen (hekimlik tanrısı olarak kabul edilen Asklepios adından türemiştir) loncalarda toplanırdı. Hekimlik babadan oğula geçerdi. Genç hekimler loncaya alınırken günümüzde de geçerli olan fakat bazı değişikliklerin yer aldığı ünlü “Hipokrat Yemini” ederlerdi. Eski Hipokrat Yemini’nde tıp tanrısı olarak kabul edilen Asklepios adına yemin edilirken, yeni yeminde kutsal inançlar üzerine yemin edilmektedir.
Hipokrat'ın ölümünden sonra Kos Adası Hekimlik Okulu'nun bütün buluşları Hipokrat'a mal edilmiştir. Bunların tümünün değilse de büyük bir bölümünün onun buluşu olduğuna kuşku yoktur.[kaynak belirtilmeli] Örneğin; bazı hastalıkları Hipokrat ilk kez tanımlamıştır, “Çomak Parmak” adlı hastalığa “Hipokratik parmaklar” denilmektedir. Çünkü ilk kez Hipokrat bu hastalığın tanımını yapmıştır. Diğer tanımladığı hastalıklar ise; "akciğer kanseri", “akciğer hastalığı”, “siyanotik kalp hastalığı”dır.
Pangaea ya da PangeaPaleozoik sonları ile mezozoik başlarında var olmuş dördüncü ve son süperkıtadır. Yaklaşık 300 milyon yıl önce daha önceki erken kıta parçalarından toplanarak bir araya geldi ve yaklaşık 175 milyon yıl önce ayrılmaya başladı.[1] Günümüzdeki Yeryüzünün aksine, bu süperkıtanın daha fazla bir kısmı güney yarıkürede bulunuyordu ve etrafı süper okyanus Panthalassa ile çevriliydi. 
Pangea magma tabakasındaki konveksiyonel hareketler sonucunda güneyde Gondvana ve kuzeyde Laurasia olarak ikiye bölünmüştür. İlerleyen evrelerde bu 2 kıta daha fazla parçaya ayrılarak günümüzdeki kıtalara dönüşmüştür. Pangea, günümüze kadar var olan süperkıtaların sonuncusu ve jeologlarca biçimi ortaya çıkarılanların ilkidir.
Gondvana'nın parçalanmasıyla AntarktikaGüney AmerikaAvustralya ve Afrika Kıtaları; Lavrasya'nın parçalanmasıyla Kuzey Amerika ve Avrasya (Asya ve Avrupa) Kıtaları ortaya çıkmıştır.
Bu parçalanma süreci içinde Kuzey Amerika ile Güney Amerika ve Avrasya ile Afrika kıtaları birbirine oldukça yaklaşırken, Hindistan levhası ile Avrasya çarpışmış ve sonucunda Himalaya Dağları oluşmuştur. Ayrıca bu süreç içinde Okyanusya kıtası da Antarktika'dan ayrılmıştır.
Pangea günümüzdeki kıtalar ortaya çıkana kadar çeşitli evrelerden geçmiştir.

James Cook Ve Keşifler Çağı

İngiltere'de Yorkshire'de doğdu. 5 kardeş olan Cook ailesi ile Great Ayton'daki Airey Holme çiftliğine taşındı ve burada okula gitti. 13 yaşında babasına çiftlikte yardım etmeye başladı.
18 yaşında Whitby limanından yola çıkan Free Love adlı kömür gemisinde miço olarak ilk deniz yolculuğuna adım attı. Kaptanlık için gerekli cebirtrigonometridenizcilik ve astronomi çalışan Cook, kısa zamanda dikkat çekti. 24 yaşına geldiğinde ikinci kaptanlığa kadar yükselmişti.
1755'te gönüllü olarak Kraliyet Donanması'na katıldı ve İngiltere ile Fransa arasında patlak veren Yedi Yıl Savaşları sırasında Quebec City kuşatmasına katıldı. Haritacılık konusunda başarısı dikkat çekti; kaptanlığa yükseldi.
1760'ta Kanada'daki görevi sırasında St. Lawrence Kanalı'nın haritasını çıkararak 200 ingiliz gemisinin kayıp vermeden Quebec Koyu'na demirlemesini sağladı. 1763 ve 1767 yılları arasında ise Newfoundland adasıyla Labrador Yarımadasının haritalarını çıkarmayı başardı.


Keşiflere Başlangıç (1768 - 1771)


İlk yolculuk için Whitby limanından Earl Of Pembroke adlı kömür gemisi satın alındı ve Endeavour olarak adlandırıldı. Gemi Rio de Janeiro'dan Tahiti'ye ulaştı.
3 Ocak 1769'da gerçekleşecek Venüs'ün Güneş önünden geçişini gözlemlemek Cook ve ekibinden bu yolculukta beklenen görevlerden biriydi. Geçiş süresi saptanarak önce Venüs'ün dolayısıyla diğer gezegenlerin Güneş'e olan uzaklığı hesaplanacaktı. Ne yazık ki, ölçümlerdeki hata payının beklenenden fazla olması bu gözlemin başarısına gölge düşürdü. Cook daha önce 1766'daki güneş tutulmasını gözlemlemişti.
Ekim 1769'da Cook Yeni Zelanda'yı ziyaret eden ikinci Avrupalı oldu. Daha önce tek bir ada olduğu düşünülen Yeni Zelenda'nın iki adadan oluştuğunu keşfetti ve Kuzey Adası ile Güney Adası arasındaki boğaz Cook Boğazı adını aldı.
Nisan 1770'te Avustralya'nın güney kıyıları keşfedildi. 16 Haziran'da Endeavour Avustralya'nın güney doğusu açıklarında karaya oturduğunda gemi kıyıda onarıma alınırken; Avustralya bitkileri üzerine ilk koleksiyonları oluşturdular. Ardından gemi Afrika'nın güney ucundaki Ümit Burnu'na (Cape of Good Hope) ilerledi. 1771'de Endeavur İngiltere'ye geri döndü. Dönüşünden sonra günlükleri yayınlanan Cook bilim dünyasında da tanındı.

İkinci yolculuk (1772 - 1775)


18. yüzyılda Ekvator'un güneyinde keşfedilmemiş topraklar olduğuna inanılıyordu. Cook'un ikinci yolculuğu öncelikle bunu kanıtlamaya yaradı. Bu yolculukta Cook daha önce hiçbir Avrupalı'nın ilerlemediği kadar güneye ilerledi. Antarktika'nın çevresini dolaştı. Ancak kıtayı çevreleyen buzlar karanın görünmesini engellediğinden Antarktika'nın varlığı 1840'a kadar kanıtlanamadı. 1775'te İngiltere'ye döndüğünde Kraliyet Donanması Cook'a onursal emeklilik hakkı tanısa da bu Cook'u denizlerden uzak tutmadı.

Üçüncü yolculuk (1776 - 1779)


Cook Temmuz 1776'da üçüncü yolculuğuna çıktı; bu kez Avrupa ve Asya arasında kuzeyden bir bağlantı olup olmadığını araştırdı. Bu başarısız girişimin ardından 1778'de Hawaii Adaları'na ulaşan ilk Avrupalı oldu. Daha sonra Afrika'nın güney ucunu dolaşarak, Hint Okyanusu'na yöneldi. Kuzey Amerika'yı keşfetmek üzere doğuya yöneldiğinde bilmeden Juan de Fuca Boğazı'nı geçti. Kuzey Buz Denizi'ne ulaşmayı hedeflediğinde dev buz kitleleri yolunu kesti ve Hawaii'ye geri döndü. Geminin teknelerinden birinin çalınması üzerine yerlilerle çıkan tartışmada Cook öldürüldü .

Coğrafi Bilgi Sistemi

Coğrafi bilgi sistemi (CBS) : Dünya üzerindeki karmaşık sosyalekonomikçevresel vb. sorunların çözümüne yönelik mekana/konuma dayalı karar verme süreçlerinde kullanıcılara yardımcı olmak üzere, büyük hacimli coğrafi verilerin; toplanması, depolanması, işlenmesi, yönetimi, mekansal analizi, sorgulaması ve sunulması fonksiyonlarını yerine getiren donanım, yazılım, personel, coğrafi veri ve yöntem bütünüdür.
CBS, genel bir kavram olup; çeşitli kullanım alanlarına ve tematik konulara yönelik olarak geliştirilen CBS uygulamaları vardır. Bu CBS uygulamaları, Kent Bilgi Sistemi, Orman Bilgi Sistemi, Karayolları Bilgi Sistemi, Arazi Bilgi Sistemi, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), Lojistik Bilgi Sistemi, İç Güvenlik Bilgi Sistemi, Araç İzleme Bilgi Sistemi, Trafik Bilgi Sistemi, Kampüs Bilgi Sistemi, Deprem Bilgi Sistemi, Harita Bilgi Sistemi, vb. şekilde adlandırılırlar.
CBS, kavramsal bir sınıflamada hiyerarşik olarak öncelikle Sistem, sonra Bilgi Sistemi kategorisi altında yer alır. İşlevsel bir sınıflamada ise CBS, öncelikle Teknoloji, sonra Bilgi Teknolojisi altında yer alır.
Coğrafi Bilgi Sistemi, coğrafyaharitacılık ve bilgisayar bilimleri ile ilgili bir teknoloji olup Coğrafi Veri Altyapısı bileşenlerinden Bilgi Teknolojileri kapsamında yer alır.Görsel tabanlı verilerin işlenip amaca uygun kullanılmasında olanak sağlar.
Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), İngilizce Geographical Information Systems (GIS) ifadesinin Türkçeye çevrilmiş hali olup, kullanıcıların çok farklı disiplinlerden olması nedeniyle, bu kavram da değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Özellikle CBS'nin dünyada konumsal bilgi ile ilgilenen kişi, kurum ve kuruluşlar arasında geniş bir merak uyandırması, gelişmelerdeki hızlı değişiklikler, özellikle ticari beklentiler, farklı uygulama ve fikirler, CBS'nin standart bir tanımının yapılmasına henüz izin vermemiştir. CBS, bazı araştırmacılara göre konumsal bilgi sistemlerin tümünü içeren ve coğrafi bilgiyi irdeleyen bir bilimsel kavram, bazılarına göre; konumsal bilgileri dijital yapıya kavuşturan bilgisayar tabanlı bir araç, bazılarına göre de; organizasyona yardımcı olan bir veri tabanı yönetim sistemi olarak nitelendirilmektedir. Buna göre en genel haliyle CBS tanımı aşağıdaki şekildedir;
"Coğrafi Bilgi Sistemleri; konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik-olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir."
Zamansal Coğrafi Bilgi Sistemi (ZCBS) Coğrafi varlıkların gerek grafik gerekse grafik olmayan konumsal bilgilerinde zamanla meydana gelen değişimleri izleyebilen ve analiz edebilen coğrafi bilgi sistemidir.

Unutulmuş Bir Coğrafya Ekolü: Belh Coğrafya Okulu

İnsan, varoluşundan günümüze doğal-beşeri mekânı anlamaya, resmetmeye ve tasvir etmeye çalışmıştır. Sümerlerden Mısırlılara, Fenikelilerden Yunanlılara giderek zenginleşen coğrafi bilgi birikim süreci, Strabon’la daha da gelişmiştir. Bu birikim üzerine inşa edilen İskenderiye Coğrafya Okulu Batlamyus gibi önemli coğrafyacılar yetiştirmiştir. Müslümanların Mısır’ı fethinden sonra bu okul, İskenderiye’den Antakya’ya nakledilmiştir. Antakya’daki Eskül Okulu’nun kapanmasıyla söz konusu okulun bazı din ve bilim adamları Harran’a gelmiştir. Harran Okulu’nda Yunan, İran ve Hint kültüründen yapılan tercümelerle İslam Dünyası, coğrafyayla yakından ilgilenmeye başlamıştır. Harran Okulu’nun eski önemini yitirmeye başlamasıyla IX. yüzyılın ortalarında Irak’ta tasviri “Irak Coğrafya Okulu” ortaya çıkmıştır. Bu sürecin devamı niteliğindeki Endülüs Coğrafya Okulu ise Belh Coğrafya Okulu’yla aynı zaman diliminde gelişmeye başlamış ve onunla etkileşim içerisinde olmuştur. Her iki okul İslam Bilim Dünyası’nın altın çağına önemli katkılarda bulunmuştur. Irak Coğrafya Okulu’nun ardından X. yüzyılın ilk yarısında günümüzde Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde, Belhî (850-934) tarafından bir bölgesel coğrafya okulu kurulmuştur. İslam ülkelerini iklim bölgelerine ayıran Belh ekolü, beşeri coğrafyaya da yeni bir yön vermiş, evrensel beşeri coğrafya anlayışının temellerini atmıştır. Buna ek olarak Belh coğrafyacıları, coğrafî gerçekleri Kur’an ve hadislerdeki kavramlarla açıklamışlardır. Bu okulun ilk temsilcisi Belhî’nin öğrencisi İstahrî (X. yüzyıl) olup, ilk kez İslam ülkelerinin iklim haritalarını çizerek, diğer İslam coğrafyacıları arasında özgün bir konuma sahip olmuştur. Belh Coğrafya Okulu’nun ikinci önemli ismi, İbn Havkal (Ölümü 977), mekânsal bağlamlarla zamansal süreçlerin kendisine özgü bir biçimde ilişkilendirmiştir. Belh Coğrafya Okulu’nun en parlak coğrafyacısı, Makdisî (Ölümü 1000) olup, önceki Belh coğrafyacılarının aksine, yazdıklarının tümünü kendi deneyimlerine dayandırmış ve Alois Sprenger tarafından “yaşamış en büyük coğrafyacı” olarak nitelenmiştir. Belh Coğrafya Okulu, XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan işgaller sonrasında eski önemini yitirmiştir. Avrupalıların Endülüs ve Belh coğrafya okulları aracılığıyla Müslümanlardan edindiği coğrafi birikim, kıta Avrupası’nın gelişmesinde ve Coğrafi Keşiflerin gerçekleşmesinde dolaylı olarak etkili olmuştur.

Coğrafyanın İlkeleri





Coğrafyanın İlkeleri

Her bilim, çalışmalarını yaparken kendine özgü metot ve ilkelere göre hareket eder. Coğrafya bilimi de doğal çevreyi ve insan ilişkilerini incelerken üç temel ilkeye göre hareket eder.

Nedensellik İlkesi
Coğrafi olayların oluşum nedenlerini araştırır. Coğrafi olayların neden ve sonuçları üzerinde durur. Niçin böyle olmuştur?, Ne zaman olmuştur?, Bu olayın sonucunda neler ortaya çıkmıştır?, Bu olayın sonucunda ortaya çıkan sorunların çözüm önerileri nelerdir? gibi soruların cevaplarını coğrafyanın nedensellik ilkesi inceler.
Dağılış İlkesi
Coğrafi olayların yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Dağılımı yapılabilen her türlü olgu veya olay coğrafyanın ilgi alanına girer. Yer şekillerinin, suların, iklim tiplerinin, yer üstü ve yer altı kaynaklarının, insanların, ekonomik faaliyetlerin yeryüzündeki dağılışlarını inceler.
Karşılıklı İlgi (Bağlantı) İlkesi
Coğrafi olayların birbirleriyle karşılıklı ilişkilerini araştırır. Bu nedenle coğrafi olaylar incelenirken aralarındaki karşılıklı ilişki yani bağlantıları da ortaya konur. Örneğin rüzgârın basınçla, doğal bitki örtüsünün iklimle, yağışın nemle arasında bağlantıların olduğu gibi.

Coğrafyanın Bölümleri

FİZİKİ COĞRAFYA

Coğrafyanın doğal unsurlarıyla ilgilenen alanına fiziki coğrafya denir.  Fiziki coğrafya, yeryüzünde doğal ortamı oluşturan bitki, hayvan, yer şekilleri, sular, iklim toprak gibi öğeleri ve bunlar arasındaki ilişkiyi inceler. İncelediği konulara göre Fiziki Coğrafya aşağıdaki dallara ayrılmıştır.


JEOMORFOLOJİ (Yer şekilleri Bilimi)

Dağ, ova, plato ve diğer yüzey şekillerini inceler ve oluşumunda etkili olan iç ve dış kuvvetlerin etkilerini açıklar. Litosfer bu bilimin araştırma sahasına girer. Jeomorfoloji çalışmalarını yaparken, Jeoloji, Jeofizik, Kartografya, (Haritacılık), Pedoloji (Toprak Bilimi) ve Litoloji (Taş Bilimi) gibi bilimlerden yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Jeoloji
  • Jeofizik
  • Pedoloji (Toprak Bilimi)
  • Litoloji (Taş Bilimi)
  • Kartografya

HİDROGRAFYA (Su Bilimi)

Okyanus ve denizlerdeki su hareketlerini, gölleri, akarsuları, yeraltı sularını ve dağılışlarını inceler. Hidrosfer bu dalın inceleme alanına girer. Hidrografya bilimi de Hidroloji, Akarsu Bilimi, Göl Bilimi (Limnoloji) ve Okyanus Bilimi (Oseonografya) gibi bilim dallarından yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Hidroloji
  • Hidrojeoloji
  • Patamoloji (Akarsu B.)
  • Limnoloji (Göl B.)
  • Oseonagrafya

KLİMATOLOJİ (İklim Bilimi)

İklim özelliklerinin oluşmasını sağlayan doğal ortam şartlarını, iklim tiplerini ve bunların yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Atmosfer bu dalın ilgi alanına girer. Klimatoloji bilimi, Meteoroloji ve Fizik gibi bilim dallarından yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Meteoroloji
  • Fizik

BİYOCOĞRAFYA (Canlılar Bilimi)    

Bitki ve hayvan topluluklarının yeryüzündeki dağılışını ve dağılışa etki eden coğrafî nedenleri inceler. Biyosfer, coğrafyanın bu bölümünün ilgi alanına girer. Biyo coğrafya Biyoloji, Botanik (Bitki Bilim), Zooloji (Hayvan Bilimi) ve Tıp gibi bilim dallarından yararlanır.        

Yardımcı Bilimleri

  • Biyoloji
  • Jeoloji
  • Botanik
  • Tıp

BEŞERİ COĞRAFYA

Nüfus, Göç, Yerleşme, Ekonomik Coğrafya gibi beşeri unsurların dağılışını inceler . 
  • Nüfus Coğrafyası (Demografi)
  • Yerleşme Coğrafyası
  • Tarım Coğrafyası
  • Ulaşım Coğrafyası
  • Turizm Coğrafyası
  • Enerji Coğrafyası
  • Sanayi Coğrafyası
  • Sağlık Coğrafyası
  • Siyasi Coğrafya
  • Kültür Coğrafyası
    Birde harita üzerinden bakalım ;



    Batlamyus

    Yunanca adı Ptolemaios'tur, ama harf uyuşmazlığı nedeniyle Ortaçağ İslâm Dünyası'nda Batlamyus diye tanınmıştır. Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; ancak en çok astronomideki çalışmalarıyla tanınır. Mısır'ın İskenderiye kentinde yaşadı.  Dünya'nın evrenin merkezinde hareketsiz durduğuna ve yıldızların Dünya'nın çevresinde dairesel yörüngeler çizerek döndüğüne inanıyordu. Batlamyus'a göre, Güneş'in ve gezegenlerin Dünya'nın çevresinde dolanırken çizdikleri bu yörüngeler basit birer çember olamazdı; çünkü gezegenler arada bir yörüngeleri üzerinde geriye dönüyormuş gibi görünüyordu. Batlamyus bunu açıklamak için "  ilmek kavramını ortaya attı. Bu karmaşık sisteme göre her gezegen, Dünya'yı merkez alan büyük bir çemberin çevresinde daha küçük çemberler çizerek dolanıyordu. Aynı zamanda küçük çemberlerin merkezleri büyük çemberin üstünde batıdan doğuya doğru kayarak ilerlediği için ilmek denen eğriler çiziyordu. Batlamyus astronomi bilgilerinin sentezini yapmış savunduğu evren modelini Mathematike Syntaxis (Matematik Sentezi)  adlı kitabında açıkladı. Batlamyus'un çalışmalarını kendi incelemeleriyle geliştiren Araplar, bu kitabı el-Mecisti adıyla Arapça'ya çevirdiler. Arapça'dan Latince'ye çevrilirken Almagest olarak adlandırılmıştır. Bu nedenle Batı dünyasında Almagest adıyla tanınmaktadır.
    Almagest 13 kitaptan oluşur .Büyük oranda, Eratosthenes, Hiparkhos, Strabon ve Marinos'un fikirlerinden yararlanıldığı görülmektedir   
    1.Kitap:Kanıtlarıyla birlikte yermerkezinin ana çizgilerini,
    2.Kitap: Küresel trigonometri bilgilerini,
    3.Kitap:Güneş'in hareketini ve yıllık süreyi,
    4.Kitap:Ay'ın hareketini ve aylık süreyi ele almaktadır,
    5.Kitap:Ay’ın ve Güneş'in mesafelerini ele almıştır,
    6.Kitap:Gezegenlerin karşılaşmalarını inceler. Bu bölümde Güneş ve Ay tutulmaları ele alınmaktadır,
    7.ve 8. Kitaplar : durağan yıldızlarla ilgilidir,  presesyon tartışmasını (Dünya'nın dönme ekseninin, tutulum düzleminin normali çevresinde bir koni çizecek biçimde çok yavaş olarak dönmesi ve dönüşünde oluşan sapmayla sağladığı tam bir dönüşün süresidir), Ptolemaios'un durağan yıldızlar katalogunu ve bir gök küresi âleti yapabilmek için gerekli olan yöntem bilgisini içerir. 

    Geriye kalan beş kitap ise devingen (hareketli, dinamik) gezegenlerin hareketlerini konu almıştır.

    Strabon

    Strabon,  Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof. Yaşadığı dönemde bilinen yerlere yapılan göçlere ve hangi milletlerin yerleşmeler yaptığı üzerine gerçekleştirdiği çalışmalar ile ün kazanmıştır. Roma aristokratlarıyla kan bağı olduğu düşünülmektedir. Bugünkü Amasya ili sınırlarının içinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Dünyanın ilk coğrafyacısıdır. Antik Dünya hakkındaki coğrafya kitabı ile tanınmıştır.

    Amasya’da doğdu ve Amasya’da öldü. Klasik Yunan eğitimi gördü. Aristodemos’tan hitabet dersleri aldı. MÖ 44’te öğrenimini sürdürmek amacıyla Roma’ya gitti. Başlangıçta Aristotelesçi görüşleri savunduysa da, sonraları Augustus’un öğretmenlerinden olan Athenodoros’un etkisinde kalarak Stoa okulunun görüşlerini benimsedi. MÖ 31’e değin Roma’da kaldı. MÖ 29’da Yunanistan’ı gezdi. MÖ 28’de Mısır’a gitti. Roma İmparatorluğu'nun büyük bir bölümünü dolaşmıştır. Roma ve İskenderiye’de uzun süre kaldı.

    Olgunluk çağında Historika Hypomnemata (Tarihi Hatıralar) adlı bir yapıt (bugün kayıptır) yazdı. Bu yapıt, 43 cilttir ve Polybios tarihinin bir devamıdır, Korinthos ve Kartaca’nın (MÖ 146) yıkılışından Sezar’ın ölümüne ya da Aktium Savaşı’na dek süren dönemi kapsar. Yalnız 19 parçası ele geçmiştir. Geographumena veya Geographika (Coğrafya) adlı yapıtının büyük bölümü günümüze kadar gelmiştir. 17 cilttir. Yazar bu yapıtını Yunan ve Roma dünyasının kültürlü kişileri için yazmıştır. En geniş seçmeci düşüncelere yer veren yapıt, Eratosthenes, Hipparkhos’tan ve Epheros, Polybios ve Poseidonios adlı tarihçilerden esinlenmişti. Strabon’un coğrafyası tarihsel bir özellik taşımakla birlikte, insanın, kavimlerin ve imparatorlukların fizik dünya ile olan ilişkilerini de belirtir. Bu özelliğiyle Ptelemaios’un Geographike Aphegesis adlı coğrafyasından üstündür. Bu eserin Anadolu coğrafyasını kapsayan 12-13-14. ciltleri Arkeoloji ve Sanat Yayınları tarafından günümüz türkçesi ile basılmıştır .


    Gerardus Mercator

    Gerardus Mercator (Asıl adı Gerard De Kremer ) Matematikçi ve kartograf . 5 Mart 1552 Flandre' de doğdu . 2 Aralık 1594 ' Duisburg ' da öldü .

    Mercator harita projeksiyonunu  geliştirdi ve bir dünya haritası yayınladı.
    Merkatör projeksiyonuEkvator etrafında bir siferoide teğet olan ve bir silindir üzerine matematik olarak teşkil edilen bir silindirik harita projeksiyonu. Bu projeksiyona göre enlemler arasındaki açıklıklar, herhangi bir yerdeki küçük bir sahada ölçek, bütün istikametlerde aynı kalacak şekilde tayin edilir.
    Merkezinde bir ışık kaynağı bulunan küresel dünyanın, ekvatoruna teğet olarak geçirilen bir silindir vasıtasıyla harita elde edilmesini sağlayan bir projeksiyondur. Merkator projeksiyonuna sahip olan haritalarda sadece ekvatora yakın olan bölgelerde doğru sonuçlar alınır. Kutuplara doğru gittikçe şekiller bozulur. Örneğin 7.700.000 mil karelik bir sahaya sahip Güney Amerika ile 800.000 mil karelik Grönland adası aynı büyüklükte görünür. Küçük bir sahada  herhangi bir şekil bozulması meydana gelmez. Merkatör pojeksiyonu ile yapılan haritalar aşağıda belirtilen özelliklere sahiptir:
    • Meridyenler, birbirine paralel, eşit aralıklı ve düz çizgiler şeklindedir.
    • Paraleller, birbirine paralel olmasına rağmen kutuplara doğru gittikçe araları açılır. 60 derece paralelindeki, paralel dairelerinin birbirinden olan uzaklıkları ekvatordakilerin iki mislidir. Ekvatorda 1: 1.000.000 ölçekli olan harita, 60'ıncı paralel dairesinde 1: 500.000 ölçeklidir. 80'inci paralel dairesinde ise ölçek, 6 katına çıkar. Bu nedenden, 80'inci paralel dairesinden kutuplara kadar olan kısmın haritaları yapılmaz.
    • Meridyenler ve paraleller birbirine diktir.
    • Meridyenleri aynı açı ile kesen hatlara "kerte hattı" denir. Meridyenler birbirine paralel olduğu için kerte hattı doğrudur.
    • Büyük daire ekvator hariç eğridir.
    • Mesafeler ve sahalar dolayısıyla şekiller, kutuplar civarında aşırı derecede bozuktur.

    Dünya'nın Merkatör projeksiyonu kullanılarak elde edilmiş bir haritası.